Beraber

Kıvanç Ergun
4 min readSep 8, 2020

Bir teşekkür yazısı bu; 33 saat boyunca uzaktan ilgi ve alakasını esirgemeyen destek grubuma, yol arkadaşım Özden Sertkaya’ya, ben koşarken adımlarıma güç katan bağışçılara, STK’ların kaynak geliştirmesine aracılık eden tüm Adım Adım ekibine, Run Fire Salt Lake Ultra Trail’e renk katan Uzun Etap’a, 100 millik parkurun her alanında rahatımızı düşünen Set Adventures’a, harika kareleriyle anılarımızı ölümsüzleştiren Go Shots’a ve elbette ihmal ve istismar edilmiş çocukların en zor zamanlarında yanlarında olan UCIM ekibine…

Geçen yıl Tuz Gölü’nde 80 km koştuktan sonra karar vermiştim bu yıl 100 mil koşmaya. Tam tatlı bir heyecanın sarhoşluğuna kapılmaya hazırlamışken kendimi, COVID-19 çalıverdi kapımızı. Olur mu olmaz mı, yapılabilir mi, yapılamaz mı derken yalnızca 31 kişi ile ve yalnızca 100 mil parkuru için fiziki koşu yapılacağı haberini aldım. Ben zaten çoktan başlamıştım antrenmanlara, yarış yapılamasa da kazancımı cebime atıverirdim.

Her şeye rağmen 28 Ağustos Cuma sabahı kamp alanındaydım. Her sene inanılmaz bir telaşın olduğu alan pek sessizdi bu sefer, içim acımadı desem yalan olur. Tenhaydı ortalık, az kişiydik ve zaten bu senenin en büyük zorluğu da buydu; sevdiklerimin yanımda, startta, drop bag alanında, finish’te olamayışı…

Uzaktan da olsa desteğin gücü bir başka.

“Madem ki yanında olamıyoruz, biz de uzaktan destek oluruz sana, ararız, sorarız, eğlendiririz.” dedi canım arkadaşlarım ve bir destek grubu kurdular Telegram üzerinde. Sevgili Didem, Asiye, Özlem, Tuğçe, Başak, Ebru, Altar, Aytaç, Pelin, Nihat, Ceyda, Pınar, Savaş, Itır ve Nursema, çok teşekkürler, iyi ki varsınız. Sabahın 5'inde ayakta uyurken önümde açılan sarı kapıdan içeri girmek üzereyken sanki paralel evrene gitmeye çalıştığımı hissedip de peş peşe arayıp, güne doğana adar oyaladınız ya beni, bunu unutmam mümkün değil.

Koşudan hemen önceki motivasyon buluşmasından…
Runfire’dan sonra ekibin bir kısmı ile buluştuğum an.

Ve Özden…

Geçen yıl o 100 mil koşarken CP’de kesişmişti yolumuz, sonra da finish’te. Bu sefer 16. km’de karşılaştık ve sonra bir daha hiç ayrılmadık. Rahat rahat bitirmek ve ertesi gün sağ salim uyanabilmekti amacımız öyle de oldu. Birbirimize omuz verdik, ilk gece harika bir samanyolunun altından ilerledik, aynı rotayı 4 kez üst üste koşarken her seferinde hareket etmiş gibi gelen CP’ye şaştık, cut-off’a kalacağımızı anlayınca 120. km’den itibaren öyle bir hızlandık ki takiptekiler neler olduğunu anlamakta pek zorlandılar :))

Az gittik, uz gittik ve finish’te buluverdik kendimizi.

33 saat sonra bile böylesine gülerek finish’e gelmiş olmanın sırrı, yanında sırtını dayayabileceğin biri olduğunu bilmekte, beraber hareket etmekte ve yoldaş olmakta saklı. Yanımda Özden olmasa ne yapar, nasıl koşar, finish’e nasıl varırdır bilemiyorum, şu anda bunu pek düşünmekte istemiyorum açıkçası.

Yaşasın beraberlik ve dayanışma…

İşte ben bu nedenle Runfire Salt Lake Ultra Trail’deki 100 mil boyunca Saadet Öğretmen Çocuk İstismarı İle Mücadele Derneği — UCİM adına attım adımlarımı; çocuklar her zaman için ellerini tutacak, seslerini duyacak birilerinin olduğunu, güçlenebileceklerini bilsinler diye. Bu konudaki projenin yürütülebilmesi için belki sizler de bağışlarınızla katkıda bulunmak istersiniz: https://ipk.adimadim.org/kampanya/CC61510

Şu ana kadar hep birlikte 6 çocuğun 1 yıl boyunca eğitim alması ve UCIM tarafından çocuklara hukuki destek sağlanması için gereken bağış miktarına ulaşmış olduk. Kampanya 14 Eylül’e kadar devam edecek ve çocukların sayısını artırmak elimizde.

Keşke bu desteğe ihtiyaç duyacak hiçbir çocuk olmasaydı çevremizde ama ne yazık ki varlar ve yalnız değiller. Değiller, değil mi?

--

--

Kıvanç Ergun

Bugün bisikletin tepesinde, yarın ormanda çamurun içindeyim… Harekete doyamıyor, çılgınca şeyler yapmayı seviyorum.