“Günaydın ve olur da görüşemezsek iyi günler, iyi akşamlar ve iyi geceler.’’

Kıvanç Ergun
2 min readNov 19, 2023

Başlıktaki mesajı her duyduğumda buruk bir biçimde gülümsememe neden olan The Truman Show’u ilk kez yayınlandığından beri; yani 25 senedir zaman zaman izlerim. Bazen belirli bir kısmını bazen de tamamını. Hala izlememiş olan varsa çok ayıp, o nedenle spoiler diye düşünmeyip yazacağım içimden geleni :)

Doğduğu andan itibaren bir TV yıldızı olan ve kendisinden başka neredeyse tüm dünyanın bunu bildiği Truman Burbank, hemen herkesin hayal ettiği bir hayat yaşamaktadır; harika bir eşi, sorunsuz bir işi, neredeyse her şeyi onun adına kolaylaştıran insanlar vardır çevresinde. Zaman zaman kimi tuhaflıklar yaşasa da -gökyüzünden/setten düşen projeksiyon gibi- hayatın olağan akışı içinde kabullenir olanları. Ve bir gün fark eder içinde yaşadığı yalanı. İşte o zaman kaçıp, kurtulmaya çalışır bu garantili dünyadan, hatta biraz da kendinden. Hiç bilmediği bir hayata doğru ilerlemek için mücadele eder ve setten dış dünyaya açılan kapıyı bulduğunda da ‘gerçekliğe’ adım atar. Bu adımla birlikte milyonlarca insanın yıllardır izlediği reality show’un finali gelmiştir.

Her izleyişimde tekrar tekrar düşündürüyor beni bu film. Geçen hafta sonu yine tamamını izledim ve ertesi gün mailime düşen haftalık bültenlere göz atarken Vesaire’deki ‘Senaryon İçin Yap’ yazısına denek geldim. Özellikle 20'li yaşlardaki sosyal medya kullanıcılarının sık sık kullandığı bir ifadeye dikkat çekiyor yazı; ‘Do it for the plot’. Bu düsturun peşinden gidenler hayatlarının senaristi, yapımcısı, yönetmeni ve elbette biricik oyuncusu olduklarını vurguluyor ve telefonu, bilgisayarı bunun bir aracı gibi görüyor, kendilerini/hayatlarını cümle aleme sergiliyorlar an be an; tıpkı Truman gibi. Birilerine ‘ne kadar huzurlu, mutlu, mutsuz vs’ olduğumuzu ispat etme çabasına sebep olan motivasyon ne acaba?

Film ve arkasından gelen yazı birbiriyle harmanlanırken karşıma Serdar Kuzuloğlu’nun Dünya Halleri bülteni çıkıverdi bir anda. Orada da Halo adlı bir girişim tarafından, rüyalara hükmedebilmeyi mümkün kılacak bir cihaz üzerinde çalışıldığından bahsediyor. Yani aslında hayatımızın senaristi bize isek, rüyalarımızı da yazabilmeliyiz, öyle değil mi?

İyi uykular…

--

--

Kıvanç Ergun

Bugün bisikletin tepesinde, yarın ormanda çamurun içindeyim… Harekete doyamıyor, çılgınca şeyler yapmayı seviyorum.