Nelere alışmadık ki şu kısacık zamanda?

Kıvanç Ergun
gürceskop
Published in
3 min readJan 2, 2021

--

Bir gün her şey ‘normal’e döndüğünde bizleri nelerin beklediğini merak etmekten ziyade, hep yapamamaktan şikayet ettiğimiz ancak pandemi ile zorunlu birlikteliğimiz sırasında hemhal olduğumuz alışkanlıklarımızı ne kadar sürdürebileceğimizi merak ediyorum daha çok.

Umutların hep yeşermesi dileğiyle…

Bakalım neler yaptık şu dönemde:
-İstersek krizi fırsata çevirebileceğimizi gördük mü, gördük!
-“Elimi attığım yeşil kuruyor.” diyenler nerdeyse bir orman yetiştirdi evinde. Minicik bir bahçesi olanın da en azından kahvaltılık domatesini, maydanozunu yetiştirdiğine tanıklık ettik.
-Zihnimizin farklı köşelerine savrulmuş kelimeler bir araya gelip, yazıya dökülüverdiler. Vay be, yazabiliyormuşuz da vaktimiz yokmuş demek ki…
-Meğer ne de çok özlemişiz fotoğraf çekmeyi.
-Düzenli hareket etmek, spora yoğunlaşmak iyi bir şeymiş.
-Ekmeğini yapandan, envai çeşit yemek denemesine girişenleri söylemeye gerek bile yok :)
-Çoluk, çocukla doğaya saldık kendimizi ve gördük ki çocuklar AVM’lerdeki jetonlu oyuncaklardan daha mutlu oldular yeşille, çimenin içinde, kumsalda, bahçede. Kirlenseler de sorun değil, çocuk onlar ve ayrıca kirlenmek güzel.
-Uzaktan çalışmak mümkünmüş, o şekilde de ekip içinde disiplin sağlanabiliyormuş.
-Nasıl da güzelmiş evde birlikte vakit geçirmek. (24 saat birlikte olmanın zorluğunu bir yana bırakarak, aslında ortaklaşacak pek çok şeyi bulabildiğimiz tarafa odaklanalım lütfen. )
-Kütüphanede bekleyen kitaplarla buluştuk, listeye aldığımız filmlere kavuştuk.
-”Az eşya ile yaşanabiliyormuş?” dedik mi, dedik. Peki bunu inanarak mı söyledik, göreceğiz.

Meğer neler de gelirmiş elimizden…

“Aman dışarıdan biri girmesin eve.” diyerek, her işimizi kendimiz halletmeye çalıştık ve çoğunda da başarılı olduk. En azından minimal seviyede de olsa kendi beklentimizi karşılayabildik.
-Ne çok mahareti varmış evdeki teknolojik aletlerin. Kendi reformumuzu yaşadık remen.

Ve hiç de azımsanmayacak bir oranda duyduklarıma dayanarak diyebilirim ki;

Ailenin, doğanın, emeğin, tasarrufun ve en çok da sağlığın önemine inandığımız bir dönemin içindeydik, hala da devam ediyoruz içinde yaşamaya.

Demem o ki; aile, doğa, emek hep var hayatımızda ve hayal ettiğimiz sağlığa kavuşmak için de hem mental hem de fiziksel sağlığımızı korumalı ve iyi alışkanlıklar edinmeye devam etmeliyiz.

Umarım hafızlarımız yeterince güçlüdür ve edindiğimiz olumlu deneyimleri ‘normal’ günlere de taşır, uzun yıllardır “keşke…” diyerek başladığımız yaşantıların içinde buluruz kendimizi.

Bu dönemde fark ettiğiniz beceriler, edindiğiniz yeni alışkanlıklar var mı, alışkanlıklarınız ne kadar sürdürülebilir görünüyor şöyle bir bakınca ve bunların topluma ne gibi faydalar sağlayabileceğini düşünüyorsunuz, bu konuda bir girişiminiz oldu mu? Ya da bu girişimi hayata geçirmek için buluşmak, konuşmak, tartışmak ister misiniz? Yorumlara yazın, hemen haberleşelim.

Son söz: 2020 yılında, özellikle de Nisan-Eylül arasında Google’da en çok arananlar listesinde ‘gün batımını en yakında nerede izleyebilirim?’ sorusu yer alıyor. Yeni yılda da çevremizdekileri fark etmeye, doğayla bütünleşmeye ve her yeni gün için ümitlenmeye devam…

--

--

Kıvanç Ergun
gürceskop

Bugün bisikletin tepesinde, yarın ormanda çamurun içindeyim… Harekete doyamıyor, çılgınca şeyler yapmayı seviyorum.